İnsanın ruhunu dinlendiren, huzur bulan ve kendinizi dinlemek isteyeceğiniz doğa dostu bir ülkeden bahsediyorum… Ve İsveç’e Hoşgeldiniz. :)
İsveç’in başkenti ve en büyük şehri olan Stockholm 14 ada ve Malaren gölünün birleşiminden oluşmakta.
Stockholm parklarıyla, tarihi yapılarıyla, yeşil alanlarıyla ve müzeleriyle dünyanın en gelişmiş ilk 5 ülke arasında. Her sokağından ayrı bir tat çıkan bu şehirde kendinizi kaybedeceksiniz.








Vikingler sanki hala yaşıyor bu ülkede ya da yaşatıyorlar demek daha doğru olur. Burada iken doğru sandığınız yanlışları öğreneceksiniz.



Wasa Müzesinde sadece bu gemi vardır. Özelliği ise gemi 10 Ağustos 1628 tarihindeki ilk yolculuğunda limandan ayrıldıktan hemen sonra henüz 1 deniz mili bile gitmeden su alarak batmıştır. Ayrıca sadece el yapımı olması da gemiyi ayrıcalıklı kılıyor.

Her ne kadar tartışma konusu olsa da İsveçliler bu bina için dünyanın en küçük tiyatro binası olarak tanıtmaktadır.
Stockholm’dan dönmek istemeyeceksiniz. Sizi adeta büyüleyecek, mis kokan çiçekleriyle (pazar günü tek açık dükkanlar çiçekçileri), insanlarının sıcak kanlılığıyla (her ne kadar tersi bilinse de), saygınlığıyla ve dahası…

Kültür, sanat, sosyal ve spor aktiviteleri daha önce yaşamadığınız bir deneyimle buluşacaksınız. Şu da bir gerçek ki oldukça pahalı bir ülke (750 ml suyu 10 € civarında 2012 yılında) ve mutlaka yanınıza yağmurluk almanızı tavsiye ederim. Ne olacağı pek belli olmuyor. Ağustos-Eylül ayında İskandinavya’ya gitmiştim t-shirt ile rahatlıkla gezebilirsiniz (akşamları serin).
Her şey bir yana ruhunuzu özgür bırakacaksınız. Çünkü sizi kendine çekecek. Çıplak ayaklı İsveçli görürseniz şaşırmayın. :)
Bakış açınızı değiştirme zamanı…! Çılgınlığa ne dersiniz.