Kuru kafa sembolü ”tehlike” algısından sıyrılıp tam tersi pembe pembe ”pamuk şekeri” kıvamına girerek 2013 yıllarında modada zirveye yükseldi.
Yıllar önce mağaza mağaza dolaşıp aradığım, küçücük bir desen olarak rastlasam bile hemen alıp üzerime iliştirdiğim, metalci abilerimin pek beğendiği, ”bu kızın üzerinde kuru kafa bile şirin duruyor yahu” dedikleri, ebeveynlerimin ”Nereden buluyorsun böyle şeyleri Elif? Ne korkunç bir şey!!” dedikleri günler pek de uzak sayılmazdı. Sonrasında bir mucize oldu ve nam-ı diğer ”Mükemmel Alexander” abimiz adına yakışır müthiş bir şekilde kuru kafayı her kesimden insanın hayatına sihirli değneği ile sokuverdi.
Lee Alexander McQueen moda camiasında feci ünlü, ”sanki bu adam başka bir dünyadan gelmiş” dedirten işler çıkaran İngiliz moda tasarımcısıydı. Ne acıdır ki birgün Londra’ daki evinde kendini asmış bir şekilde bulundu. Moda dünyasının belli başlı kişileri Alexander’ ın yakın zaman önce annesini kanserden kaybetmesinin onu ölüme sürüklediğini söylediler. Bu dönem kuru kafalara inanılmaz bir şekilde taktığı ve ”tüm dünya modasına kuru kafaları aşıladığı” dönem olarak da bilinir. McQueen, Lady GAGA, Björk gibi kostümleriyle sansasyon yaratan ünlülerin de kostümlerini tasarlamış, yeteneğini ve farklılığını her seferinde konuşturmuştur. Unutulmayacak sözlerinden: ”I think there is beauty in everything. What ‘normal’ people would perceive as ugly, I can usually see something of beauty in it.” — Alexander McQueen
çok güzel
Cok guzel yazmissin canim benimmm.bir de pembe bir kuru kafa yuzuk almistin hatirliyormusun:))